bilmem kaç sene önce okumuştum (jurnal -cemil meriç)kitabı ilk bu dizelerini okuduğumu hatırlıyorum...
sarılmak gelmişti kitaba içimden ama şimdi onca zaman sonra daha içinden geçiyorum bu dizelerin...
düşdükçe düşüyorum..
evet halen düşüyorum...
o kadar yüksek ve o kadar dip ki..
ellerime bulaşan toprak parçalarıyla yüzümü kapatıyorum....
şimdi daha da karanlık...
nefesimi alıp veriyorum.....
alıp veriyorum....
alıp...
12 yorum:
düşüşün sona ermesi için önce dibi görmek gerek,
sonra sıra düşlerindeki gökyüzünde;
alabildiğine..:)
evet ama bazen çokça uzun zaman olabiliyo düşmenin süresi... düştükten sonra bakınca o yere başın dönüyo alçaklığından ..
sen de hoşgeldin yeniden çobankızı..:)
az önce başka bir adla yorum bırakmışsam (gölge), ve onu yayımlamazsan çok sevinirim.. :)
özür dilerim, uğraştırıyorum..:(
hoşbuldum:)
yok yav deli misin :)ne uğraşması uğraşmalar hep böle olsa çoban kızı..:)..
Düş’tün.
Düş’ümdün.
Gerçeğinden uzak
Uzak olduğun kadar benim...
Düştün, kayıp gittin ellerimden
Gerçek oldun
Kırılıverdin...
Şimdilerde
Olmayan gözlerinden bakıyorum da kendime
Düşüyorum uçsuz bucaksız
Senin gibi
Üşüyorum.
Düştüğün yer öyle açık seçik ki
Eğilipte baktığımda
Kendimi görüyorum...
zaman
been maya ne güzel yazmışsın...teşekkürler ellerine sağlık..
ASLI BURADA;
http://beenmaya.blogspot.com/2009/02/dus.html
:)))
ama ama yani böyle de yapılmaz ki mayaa...:)tam da böyle zamanda..
güzel bloguna sıcacık bir merhaba bırakmaya geldim.
serpil hoşgeldin sefa getirdinnn buyur içeri gir yabanclıma sakın...=)
Yorum Gönder