19 Şubat 2008 Salı

cennet - cehennem - araf

geldin...
rengarenktin....

sonra tüm renklerini alıp gittin...

geldin....buz gibiydin...

kalbimi evirdin,çevirdin..... elinden düşürdün...

paramparça yapıp gittin....

cennetimdin önce - araf oldun belli süre - şimi cehennemimsin buz gibi ...

artık gelme...

12 Şubat 2008 Salı

bilmek lanetlenmek midir?
hiç bir şey bilmek istemiyorum.....bildiklerimi unutmak acılarımı söküp atmak istiyorum..
düşüşlerimi seyretmenden yoruldum....
konuşma !! duymak istemiyorum....
içimdeki tüm savaşları azat ediyorum, sana bırakıyorum ne varsa...

lanetlenmek istemiyorum.... bilmek te....

içimdeki lanetle nasıl?

7 Şubat 2008 Perşembe

ses yok

İçimdeki tüm kelimeleri, cümleleri ne varsa hepsini doğurmak istiyorum… Sancılarımdan kurtulmak...

Bu şehre çakılıp kaldım hiçbir yere gidemiyorum… Kime ait anıları bekliyorum burada acaba… Kime ait kalıntılarla yaşıyorum bilmiyorum. Kapının kilitleri her gün kilitli içeriden, kapıyı mı kitliyorum yoksa kötülüklerden korunayım derken ruhumun sürgülerini üzerime mi çekiyorum farkında olmadan? Dört duvar değil belki ama kapalı beton yığının içindeyim duvarlarımla baş başa…

Tavan arasına atılmış, tahtadan yapılmış renkli, sallanan, tozlu oyuncak atlar gibiyim… Üzerimdeki tozu ben bile üfleyip silemiyorum…

Başka şehirlere gitmek… Gelse de arkandan sokaklar, şehirler, afişler, kapılar gitmek…
Başka bir deniz bulanabilir mi? Mavisine doyulamayacak? Çağırıyor ya elbet başka kentler bekliyor ya? Ne zaman?


Bu zemheri, bu soğuk, ayaz gittikçe yakıyor içimi, yüreğimi…