20 Haziran 2012 Çarşamba

unutamamak şairleri

sormuyorum nedenini artık,

sevdiğim şairlerin yüzlerini gördüğümde seninle karşılaşmış gibi olmanın verdiği hissi...

sanki
hala oturuyoruz
ve
vakit haziran bir akşamüstü

16 Haziran 2012 Cumartesi

"Gelmiş Bulundum" / Beş Mevsim

öyle ya; "gelmiş bulundum"*

"Bize mutluluk getir" dedim bir dosta bugün oralardan, memleketinden,  ama genzimizi yakmayanından.
365 gün olmuş geçeli o "kiraz kulaklı" günden, o güzel sabaha uyanalı 12 ay olmuş. ne kadar uzun ne kadar güzel ne kadar zor ne kadar kırmızı ve siyahtı, tam 1 yıl olmuş. kutlamışız, içmişiz serin bir ev varmış balkonda, perdeleri savrulan rüzgarda...
eskiden anıların ölü olduğuna inanırdım, yanılmışım. şu anımdan daha canlı bir an var , hatta sınırsız bir zaman var; yaşanmış, hep zamanda asılı kalan.
denize inen bir yokuşum var
hep aynı şeyi gördüğüm rüyalarım var nefes nefese uyandığım
köşeden dönmelerim var kimseye el sallamadığım
elimde poşetlerde anahtar arayışım var, eşikte beklediğim
kalabalık bir gürültü var her gün sonunda yine
sabahları "günaydın"'laştığım komşularım var
kokusu var sokağımın konuşmalarında senin olan
klisenin çan sesleri var sevdiğin
harareretli iş çıkışlarım, gün bitimlerim var anlatamadığım kimseye
tanık olduğum kendime de dahil hiç kimseye biriktiremediğim hikayelerim var
"nasıl, yakışmış mı ? " diye sormalarım var hiç sorulmayan
uzun uzun  aylarım, günlerim, akşam üstlerim var üstü başı dağınık
birazdan kapı vurulacak, şimdi zil çalacak hisleri var kapımın önünde; sessiz
hala görülecek sokak adları...

en sevdiğin kitap en güzel yerinde yarım kalmış, ondan da öte sonunu biri alıp elinden yakmış gibi... sen nasıl devam edersen et, sonu hep iğreti duracak, yakışmayacak...

içimi dökemedim, dilimi dökemedim, kalbimi dökemedim, aklımı dökemedim...
hala kaskatıyım

çok iyi bilirim olmaz ya, ama insan bekliyor işte...

n' olur olmasın artık özlemek, hiç...

*edip cansever