26 Nisan 2010 Pazartesi

sessizlik...

bu aralar okumaya verdim kendimi.... ders anlatmanın dışında bütün zamanlarımda okuyorum....
durmadan okuyorum okudukça okuyorum ne kadar çok şey yazılmışsa hepsini bilmek istiyorum sanki...
insana dair neler hissedilip yaşandıysa...

o yüzden sessizlerdeyim...
dinleniyorum sanki biraz bedenim deli gibi yorgunken zihnimi de boş bırakmıyorum...

bu sessizliği ne ya da kim bozacak bilmiyorum...
belki yine ben... muhtemelen yeni ben...


yazmayı özlüyorum...
ama bu ara okumayı her şeyden daha çok seviyorum...

uzun bir kahve arasındayım...

12 Nisan 2010 Pazartesi

regina... seviyorum seni




You are my sweetest downfall
I loved you first, I loved you first

Beneath the sheets of paper lies my truth
I have to go, I have to go
Your hair was long when we first met

You are my sweetest downfall

ne güzel bir söz ne güzel bir sestir bu...
çok sevdim....:)

6 Nisan 2010 Salı

Ne adamlar sevdim zaten yoktular…



Sylvia Plath birinden hiçbir şey beklemeyince asla düş kırıklığına uğramaz insan diyor…
Aynen öyle…
Günlerce yağmuru izleyerek yann tiersen dinleyebilirim… Düşünmeden sadece yapabilirim… Bulutları izleyebilirim saatlerce yolculuk yaparak… Ama bilsem ki sonunda… 

Özlemek böyle bir şey…
Her şeyin bitmesini bilmek…
 Olmayacakları görebilmek böyle bir şey…
Boş düşünce balonunun kafanın üstüne dönüp durması…
Düşlerini sevebilmek böyle bir şey
Olmasa da düşlemek…


Kör bir düşe çiçek dürbününden bakabilmek böyle bir şey…

kapatıyorum gözlerimi yoksun dünya…
kapatınca daha güzelsin dünya…
 yüreğimin kuşları baharın eteklerinde
ne zaman bahar geldi diye açsa kanatlarını kardan üşümekte 
göç etme zamanı geçti
hep  karıştırmakta...
ne yana dönse  yüzünü
yağmur oysa
kendinden arda kalanları silmekte

Zaten ben ne adamlar sevdim hiç yoktular…



1 Nisan 2010 Perşembe

karahindiba aşkınaa...

bugün işimden erken çıkabildim...sadece bugün 1 saat erken çıkıyorum.... yolda gelip giderken baharın gelmesiyle bir renktir cümbüştür gidiyor yollarda.. yeşiller pembeler maviler beyazlar hele bulutlar çizgifilm misali gökte... otobüsten inince yürürken karahinbiların tamamen çıktığını gördüm.. bir sürü olmuşlar.. koparmaya kıyamadım tabi... en kısa zamanda fotoğraflarını çekicem umarım.:/ bir sevindim onları görünce...

artık iyiden iyiye geliyor bahar nisan da oldu ya oh...
bir de ışılın ben görmeden cebime koyduğu sürpriz küçük paket, yolda yüzümde kocaman bir gülümsemeye sebep oldu... en güzee bir şey bu çok tatlı bir çift küpe...:)

hayat tatlı yönlerin de olmasa çekilcek bişi değilsin ya sen güneşe dosta dua et..:)

alıp karahindibayı hepimizin üzerine üflüyorum en mutlu anlarımızı biriktirmek için biraz hindibalı peri tozu...(:
yaklaşın hadi...