25 Eylül 2009 Cuma

aralık...


yazamıyorum bayadır..
aklımın köşelerine saklandı yine birşeyler..
incinmeler
incinmemeler
senler...

hayat yalan söyler...
ve
ardından renkler bırakır...
hızla geçen bir arabanın arkasından çıkan dumanlar gibi..

sen erguvan renklerini görmek istersin o zaman
hani şu mavili morlu..

geçen gri döküntüler, siyah gölgeler geçip gider..
görmezsin
ya da
görmek istemezsin..

sonsuza dek mutlu mesut yaşamak yok bu hikayede
senin okuduklarından farklı
hani satırları iyice sıksan elinde, tüm gücünle
bir iki gülümseme çıkar belki..

insanlar büyür..
rüyaları küçülür..
sen orada arada bir yerde o rüyada kalıverirsin..

o kapıdan hiç geçemezsin...

19 Eylül 2009 Cumartesi

dilek - dua -hayal


birkaç zaman önce dua ettim çok değil en fazla 10 -15 gün öncesinden...
iki yolculuğa çıkma ihtimalim vardı....
her iki yolculuk için bir dilek dilemiştim... yolun sonundakilere belki de..

bir doğuydu neredeyse... hiç gitmedğim yer...
biri batı..

biri sessiz gemiydi...
diğeri saksağanın en gevezesi..

dua etmiştimm...
allahm hangi yolun sonunda içimdeki gemiler yeniden geçicek... deniz yine yosun kokacak... ve ben o gemiye binicem içimden geçen trene bu sefer ben de hangisinde binicceksem..
yani hangisinin sonunda bunlar olacaksa beni oraya götür allahım

istanbul um nazlı ve hızlı vapurum... yine gelemedim sana .... göremedim boğazından geçen gemileri.. simit atamadım martılarına sabahları... üzgünüm.. hem de çok...

doğu - batı
biri sessiz inatçı silinik geçmişim
diğeri belirsiz uçuk geleceğimdi...
ya da ben öyle sandımm...
yolun sonundakileri...

değil miydiii?
yine mi yanıldım..?


bir dilek diledim
bir dua ettim...
olmadı...
iki yol da tıkandı kaldı...

yine erteledim hayalimi..
koydum cebime...
sımsıkı tutuyorum elimde...

*yazarken cem karaca hep kahır çaldı...

18 Eylül 2009 Cuma

eşşek

yedinn yedinn ömrüümüü yedin blog....
al açıldın da noldu tüm cümlelerim gitti...!
eşşek kafalı blog...

14 Eylül 2009 Pazartesi

cam kenarı*



başımı otobüse yaslayıp ve tabiki cam kenarında, müzik dinlerken düşünerek ve de, ne çok isterdim gitmeyi...
ve sonunda sen olmayı....
ardından rakı sofrasında efkarlanmayı..
kederden ya hüzünden
ağlamayı belki
dinlemeyi en çok
sonra anlatmayı
ne çok şey birikmişti
bir sürü cümle kelime harf
boşlukta uçup gitti şimdi

ben hepsini sana biriktirmiştim oysa
içimdeki tüm hikayeleri
sana anlatacaktım
olmadı

yaralarını gördüğümde kapattın
kanamasını istemedin belki...
yaralarından öptüm seni
kanayan yerlerinden
ben
suya yazı yazdım
sen
yazıları da alıp suya daldın

yola çıkmayı istedim
çok istedim ...olmadı...

*yazarken sezen aksu yine mi çiçek çaldı

11 Eylül 2009 Cuma

adamım - kadınım




MusicPlaylist
Music Playlist at MixPod.com



levent yükselin kadınım şarkısını bilmeyen yoktur zaten levent yükselin o ilk albümü de alemeti farikadır ne dinlerdim...ah ah... zaman zaman döneme göre yine açılır dinlenilir...
sözleri şöleydi:


Sana dargınım
Kırgınım sana kızgınım
Haksızlık vefasızlık bu
Bu herşeyi inkar eden duygu
Ne acı yazık!
Kadınım söyle sen mutlu oldun mu?
Bu deli adamı unuttun mu?
Sevdin mi gerçekten ah sevildin mi?
Söyle onları da öptün mü?
Kadınım söyle sen mutlu oldun mu?
Bu deli adamı unuttun mu?
Sevdin mi gerçekten ah seviştin mi?
Söyle onları da öptün mü?
Hiç üzülmedin mi?
Düşünmedin mi halimi?
Hiç mi sızlamadı için?
Bir tek iz bile yok mu benden?
Ne acı yazık!
Kadınım söyle sen mutlu oldun mu?
Bu deli adamı unuttun mu?
Sevdin mi gerçekten ah sevildin mi?
Söyle onları da öptün mü?
Kadınım söyle sen mutlu oldun mu?
Bu deli adamı unuttun mu?
Sevdin mi gerçekten ah seviştin mi?
Söyle onları da öptün mü?

ben şarkıları pek bir kendime göre çevirirdim eskiden.. yani artık eskisi kadar sık yapmıyorum...
nedense bir yerlerden bu şarkı geldi kulağıma bugün, bir geceyi hatırladım eskişhirde yine.... hasan polatkan caddesinde bu şarkıyı öyle içten sölerdim söylemiştim o gece... zaman zaman da yapardım zaten...

adamım söyle sen mutlu oldun mu
bu deli kadını unuttun mu
sevdin mi gerçekten ah seviştin mi
söyle onları da öptün müü?

diğer kısımları değiştirmeye gerek yoktu zaten...

yanımdaki arkadaşım bakardı gülerdiii sonra ben de gülerdim
deli gibi bir kahkaha patlatırdım en esaslısından
e gülmek daha bir ilaç olmuştur kimi zaman ya öle birşey işte...
aklıma geldi tam o an ... niyeyse....
özledim herhalde yine..

sürgün


dönüşlerim var hiç olmayan aklımda.. geri dönemeyişlerin var ellerinde tek kalan.. sürgünlerim var senden yana gözleri yollara bakan...


acının en acınası ve haline en gülünesi zamandır bu...
en acı haldir
ah bu aklım
zihnim
ve yüreğim

ellerim o kadar küçük
ve
öyle de uzaksın ki...

yalnız bende mi bu hal...
gittikçe silinen yüzün...
bulanıklaşan resmin


nerdesin?

10 Eylül 2009 Perşembe

felaket


YAĞMUR YAĞDI SELLER AKTI, DEVLET BABA CAMDAN BAKTI. PADİŞAHIM ÇOK YAŞA...

aniden


Birden bir şarkı duyar da sağlam bir gözyaşı düşer aniden..

Ve anlamadan çoğalır…

Acının meridyenlerinde kaybolmuş yanlış eksik çizilmiş parelellerde oturup beklemiş

Kimi zaman hissizleşmiş kimi zaman salakça en derininde…

Ve belki sonunu bile bile istemek…

Çok istemek..

Olmayacağını bile bile…

Hissetmeyi dilemek…

Olmayacağnı bile bile…

Sadece sarılmayı istemek

Aniden işte birdenbire…

Böyle sevmek…

1 Eylül 2009 Salı

insan

bilmem kaç sene önce okumuştum (jurnal -cemil meriç)kitabı ilk bu dizelerini okuduğumu hatırlıyorum...
sarılmak gelmişti kitaba içimden ama şimdi onca zaman sonra daha içinden geçiyorum bu dizelerin...

düşdükçe düşüyorum..
evet halen düşüyorum...
o kadar yüksek ve o kadar dip ki..
ellerime bulaşan toprak parçalarıyla yüzümü kapatıyorum....
şimdi daha da karanlık...

nefesimi alıp veriyorum.....
alıp veriyorum....
alıp...