15 Mayıs 2007 Salı

Eskiler alıp Yeniler satıyorum...








Bir zamanlar Çengelköy vardı. Şimdi masal oldu, sahiden masal… Evde başköşeye oturttuğumuz makine giderek çirkinleşti. Delindi, bozuldu, rengi soldu, çürüdü. Masallar çabuk bitti. Her güzel şeyin kısa olduğu gibi. Dostlar vardı, komşular, gerçekten sevdiklerimiz vardı orada. Sevdalar vardı, uğruna her şey göze alınan sevdalar. Şimdiki gibi değil ama. Pazara çıkartılmış aşklar yoktu. Hatalar vardı pişmanlıklar hayat dair ne varsa işte… Eski aşkların hala rüyalarda yaşadığı bedenler vardı. Ruhları henüz kirlenmemiş yaşamlar vardı. Eskide kaldı ah o hayatlar… İnsanın bu kadar içine işler mi o notalar…
Sabahlar vardı. Yeşilin maviyle buluştuğu kaldırımlar, avlusunda rüzgârlar esen kahveler vardı, çay ve simidin paylaşıldığı tahta masalar vardı, tavla seslerinin uzaktan duyulan ağaç gölgeleri vardı… Akşamları rakı kokan mezeler, çarpıştırılan bardaklar yerine dertler vardı… Geri dönülmeyen yolculuklar vardı… Yeniden başlayan yeni sabahlar vardı. Bir şarkının içinden geçen hayatlar vardı... Kaybettim şarkımı bulan yok…

Ah nerede kaldı Çengelköy akşamları? Bütün yenileri verip eskileri alsam. Şarkının içinden geçen notaları, o esip geçen kavurucu rüzgârları yeniden bulsam.
Ah melodiler geçiyor aklımdan, yüreğimden ama kayıyor elimden. Çok özlüyorum. Çok özlüyorum, özlüyorum… Elimde ne varsa verip seni almak istiyorum. Yeniler verip eskiler almak…


Bulup dinleyin derim o albümü… Yeniden yeniden…

Hiç yorum yok: